Mesleğimiz 3568 sayılı yasa ile varlığını kanıtlamış olmasına rağmen yasanın kabulünden bu yana hala kendi mensupları dışındakiler tarafından da icra edilebilen bir meslek olma özelliğinden kurtulamamıştır.

Oysa mensupları dışındakilerce de yapılabilen bir mesleğin ayakta kalması beklenemez.

Hem doğada hem de toplumda bütün organizmalar ve her bünye hastalıkları, parazitleri ile birlikte yaşar, birlikte varolmaya devam eder öyle ki tamamen steril bir bünyeden bahsetmek olanaksızdır.

Ancak yine her bünye parazitlerine karşı bağışık olmak durumundadır.

Aksi halde sağlığını kaybeder, hastalanır.

Peki bu bünyenin, bu mesleğin parazitleri kimlerdir?

Kaçak muhasebecidir; yani kaçak muhasebe bürolarıdır, bu mesleği ve mensubunu hiçe sayarak imzasız beyanname verenlerdir, kiralık sertifika kullananlardır, sertifikasını kiralayanlardır .

Bu mesleği beyanname imzacılığı seviyesine indirenlerdir;imza ağalarıdır .

Kaçak muhasebeciyle mücadele etmek hem mali müşavir odalarının, hem de tek tek bütün üyelerinin görevidir. Meslek kanunumuzla meslek unvanlarının yetkisiz kişilerce kullanılması yasaklanmış, bu mesleğin konusuna giren işler tek tek sayılmıştır.

Yine meslek unvanlarını yetkisi olmayanların kullandığını bilenlerin bu durumu cumhuriyet savcılığına bildirmeleri mecburiyeti getirilmiştir.

3568 sayılı yasaya rağmen, meslek parazitleri bugün hala faaliyettedirler, hem de hiçbir meslekte olmadığı kadar çok ve yoğun olarak faaliyettedirler.

Bakın avukatlık mesleğinde dava vekili kalmamıştır.

Dişçi tarafından kendisine ‘’el verildiğini’’ iddia eden berberler, sahte doktorlar, sertifika kiralamış eczacı kalfaları gibi meslek parazitleri bir bir yakalanmaktadır.

Yukarıda bahsedilen olaylar yine de lokal olaylardır ve kimse bu mesleklerin mensupları dışındakilerce de icra edilebileceğini tartışmamaktadır.

Ne yazık ki muhasebe mesleğinde hala azımsanamayacak sayıda defter kaçak bürolarca tutulmakta, hala çok sayıda beyanname, yetkisi patronu tarafından verilmiş kişilere, muhasebe müdürlerine, sorumlularına, muhasebecilere hazırlatılarak, şirket kaşesiyle kaşelendikten, imzalandıktan sonra sağ alttaki meslek mensubuna ait olan kare yok sayılarak teslim edilmektedir.

Sertifika kiralamış sahte eczacılarla mücadele eden bir eczacılar odası, kaçak polikliniklerle mücadele eden bir tabipler odası varken kaçak muhasebeciyle mücadele etmeyen bir mali müşavirler odasını kabul ediyorum demek bu odanın tabipler odasının, eczacılar odasının yanında değil altında olduğunu kabul etmek demektir ki böyle bir şeyi bir tek mali müşavir bile asla kabul etmez. Etmeyeceğimize göre de oda bu işe süratle el atmalı ve gereğini yapmalıdır.

1-KAÇAK BÜROLAR VE ŞİRKET KAŞELİ BEYANNAMELER

Arkadaşlar İngiltereye, Almanyaya gidip oralardan örnekler bulmaya hacet yok .

Bugün İstanbul da elinizdeki projeyi oda mensubu bir mimarın onayı olmadan belediyenin fen işlerine verip onaylatarak temel ruhsatı alamazsınız, oda mensubu mimar da tarifesinin altında bir ücretle iş yapamaz, dahası yapılacak inşaatta bir mimarın ya da bir mühendisin TUS sorumluluğu, yani yapım sorumluluğu aranır.

Hiçbir eczacı kalfası eczane açmaya kalkışamaz, hiçbir noter katibi noter, hiçbir arzuhalci avukatlık bürosu açmaya kalkışamaz.

İlgili meslek odalarının denetimleri sonucu yakayı ele veren sahte doktorlar, eczacı kalfaları televizyon kanallarının haber programlarında sahte hocalar, rüşvet alan kamu görevlileriyle aynı program içinde teşhir edilmekte ve kamuoyu tarafından lanetlenmektedirler.

Belediyeler imzasız proje kabul etmez, hiçbir devlet kuruluşu müteahhitlik karnesi olmayanı ihaleye sokmaz.

Ancak Maliye, bir tek maliye imzasız beyannameyi kabul eder.

Bayındırlık , orman, tarım, milli eğitim, diyanet, bütün resmi kuruluşlar kendi meslek mensubu mühendisleri, doktorları, tabipleri, avukatları, öğretmenleri, imamları arar, maliye hariç maliye kendi meslek mensubunu aramaz.

Devlete yeni kaynak lazım olduğunda işe imzasız beyannameyi taktire göndermekle başlamaz; sıhhi tesisatçının cebindeki telefona vergi koymakla başlar.

Ve galiba bu meslek yalnız maliyeyi beklemekle yetinecek olursa herhalde duyuna kadar bekleyecektir.

Bugün bağımsız çalışan meslektaşlar 3568 sayılı yasayı çiğneyerek mükellef edinmiş, sigorta acentalığı gibi namlar altında büro açmış, kaçak bürocunun rekabetiyle karşı karşıyadır.

Zaten bozuk olan bu ekonomik ortamda mükellefinden ücret istemeye korkar hale gelmiş meslek mensubu mesleğini icra ederken zorlanmaktadır.

Odasının fiyat tarifesini talep ederken zorlanmaktadır.

Kanunsuz olarak edindikleri mükellefler muhasebecisinin sahte muhasebeci olduğunu bilmemektedir. Bu mükelleflerin kimler olduğu tespit edilip durumları kendilerine anlatılsa eminim hiç birisi defterini bu kaçak bürolarda tutturmak istemezlerdi.

Bugün bağımlı çalışan meslektaşlar gazete ilanlarıyla bulunup, yetkisi patronu tarafından verilen muhasebe müdürleriyle, sorumlularıyla, rekabet edememektedir.

Meslek mensubu olduğunu söylediğinde kendisine yıllardır maliyeye üstü paraflı bir şirket kaşesiyle kaşelenmiş beyanname teslim ettiklerini, ya da görevi sadece imzalamak olan bir kişinin zaten var olduğunu ve herkesin de böyle yaptığı anlatılmaktadır.

Sertifikası hiçbir işe yaramayan bağımlı meslektaşım bu işsizlikte nasıl ücret pazarlığı yapsın veya nasıl yeni iş bulsun? Bu muhasebe müdürüne yada sorumlusuna imza koyma yetkisini kim vermiştir.; patronu tabii.

Ne kendileri ne de patronları re’sen taktirin ne anlama geldiğini bilmemektedir, bilselerdi zaten böyle bir işe kalkışmazlardı.

Bilgisayarla kayıt tutmanın muhasebeciliği bilmek demek olmadığını ne kendileri ne de patronları bilmemektedir.

Bilselerdi ne onlar bu işe talip olurlar ne de patronları bu işleri kendilerine tevdi ederdi.

Ve yeterli olduklarına inanabilseler imtihanlara girerlerdi; girmişlerse sertifika almaya hak kazanırlardı.

Bugün bütün bir meslek kaçak bürocunun ya da bazı şirketlerin anlaştığı, görevi yalnızca beyanname imzalamak olan bazı imza ağalarının, imzacıların haksız rekabetiyle karşı karşıyadır. Kiralık sertifikaların kiracılarının haksız rekabetiyle karşı karşıyadır.

Bir yanda yeni sertifika almış, yeni arkadaşlar, bir yanda sahte muhasebeciler.. bu meslek mensubunu doyurabildi mi ki sahte muhasebeciyi sırtında taşıyacak?

2-PARAZİTLERİN BİR YÖNTEMİ: KİRALIK SERTİFİKA

3568 sayılı yasa çıktığında geçmiş hizmetini kanıtlayıp belge almış, şimdi ticaretle ya da bu mesleğin dışındaki bir mesleği icra ederek para kazanan birileri; neticede evet aramızdan birileri sertifikasını kiralayarak ek gelir sağlıyor.

Şüphesiz kanunları,mevzuatı iyi bilmeyen, yada iyice unutmuş kimseler bunlar.

Kullanmadığı; aslında mevcut bilgisini adamakıllı takviye etmeden bizzat kullanmasının dahi hata olacağı sertifikasından kira geliri elde ediyor.

Nasıl bir kira geliri zahmetsiz ve genel gidersiz bir kira geliri,nasıl bir kira geliri 193 sayılı yasanın 70 inci maddesinin hiçbir bendinde tarifi olmayan bir kira geliri. Neyi kiralıyorsunuz? bu sertifika arazi, bina değil;dalyan değil, voli mahalli değil; motorlu nakil ve cer vasıtası değil nedir o halde elde edilen bu irad? Yasadışı yollardan elde edilmiş bir gelirdir; düpedüz karaparadır .

Sertifika kişinin konusunda yeterli formasyona sahip olduğunun bir kanıtı olarak veriliyor.

Satılsın ya da kiralansın diye değil.

Ve oda üyesi okuyucuya soruyorum? Her kimse bu kişilerin sizlerle aynı ünvanı taşımaya,aranızda olmaya hakları var mıdır? Bizzat kendisi yasa dışı yollardan gelir elde eden, göğsünü gere gere beyan edemeyeceği kazançları olan bu kimseler mali müşavir sıfatını taşımaya devam edebilirler mi?
Büro sahibi olmayan, bağımlı çalışmayan bütün üyelere derhal ulaşılmalı, sertifika kiralamanın başına açabileceği dertler açık açık anlatılmalıdır.

Bütün üyelerin şimdi hangi işlerle uğraştıkları tespit edilmeli, bu bilgiler sürekli güncelleştirilerek korunmalıdır. Bu konuda üyelerin yazılı beyanlarına başvurulmalıdır.

3- ŞİRKET KAŞELİ BEYANLAR

Parazitlerin bir diğer yöntemi de 3568 sayılı yasayı bilmezden gelerek, beyannameyi yalnız şirket kaşesiyle kaşeleyip, şirket sahibine imzalatarak, sağ alttaki meslek mensubuna ait köşeyi ise maliyenin fantazi köşesi sayıp, kendi bastığı beyannamenin eksik doldurulmasında beis görmeyen vergi dairesine verilmesidir.

Bu yönteme daha çok şirketlerde başvurulmakta, meslek odasıyla zaten pek bağı olmayan büyük şirketlerin sertifikasız muhasebe yetkilileri kendi üzerinde bir yetkilinin varlığına razı olamayacakları için, yetkisizliklerini işverene teyid etmemiş olmak için, kendi hayatiyetlerinin devamını şirkete mali müşavir sokmamakta görmektedirler.

Yetkileri meslek odası tarafından değil patronu tarafından verilmiş bu kişilerin diğer bir yöntemi de 3568 sayılı yasayı ‘’katlanılması gereken tatsız bir formalite’’ gibi yorumlayarak, işverenine bu şekilde göstererek meslek yasasını imza mecburiyeti, meslek mensubunu da ücret mukabili imza atan kişi olarak görmeleri, dahası bu hale de sokmalarıdır.

4-İMZA AĞALARI

Bu meslekte haksız rekabetin bir başka boyutu da imza ağalığıdır. P

arazit büroyu açıyor, yasaya rağmen mükellef ediniyor defteri yazıyor,beyannameyi yazıyor,ya da bunları bir şirket muhasebecisi olarak yapıyor; getiriyor ağaya, ağa bir serbest meslek makbuzu kesiyor.

Makbuz KDV si, üstüne bir miktar imza parası, bir kaşe, bir imza hepsi tamam.

Şirket muhasebesi bir ay boyunca gece mesailere kalarak bin bir emek, göz nuruyla onca evrakı giriyorlar, fişler dökülüyor; geliyor şeflere müdürlere.

Aynı şeyler bir de bir de zihnen yapılıyor, kontrol ediliyor. Beyannameler yazılıyor, kontrol ediliyor, yetkililerce kaşelenip imzalanıyor.

Ne kaldı? Bir imza; gerçi maliye kendi bastığı beyannameye açtığı imza yerinin dolu olmadığını göre göre beyannameyi almıyor mu? Alıyor da ‘’yarın bakarsın bir şey olur neme lazım’’. Verin kuryeye beyannameyi doğru sayın imzacıya. Bir kaşe bir imza bitti ; doğru vergi dairesine.

Belki başlangıçta ekmek parası uğruna bir, iki beyanname ile başlanılan imzacılık bazen böyle imza ağalığına da dönüşebiliyor.

Beyannamenin minik kutucuklarına dökülene kadar bin bir emek, göz nuruyla, gece mesaileriyle ortaya çıkarıp yazdıkları rakamların doğru olup olmadığını incelemeden kazanılan bu paraların, şirket muhasebe personelince, muhasebe emekçileri tarafından helal edildiğini söylemek güç olur.

Keza haksız rekabete maruz kalan meslektaşlar açısından da durum böyledir.
Fazla etliye sütlüye karışmadan kuzu kuzu beyanname imzalamanın başka sebepleri de vardır.

Bu sebeplerin başında hiç kuşkusuz mali müşavirin şirket muhasebesinin dışında bir kişi olması, ince eleyip sık dokuduğunda şirket muhasebesiyle, giderek şirket yönetimiyle ters düşeceği ve mükellef kaybedeceği korkusu yatmaktadır.

Muhasebe servisi gerekli herşeyi yapmıştır. Ondan beklenen formalite kabilinden bir imza atmasıdır. Çok çok imza atarken ‘’şuna da dikkat ediyorsunuz değil mi?’’ kabilinden bir iki sözcükten daha fazlası muhasebe personelini ‘’sıkmaktadır.’’

Mamafih ters düşmek pahasına kontrol yapmak isterse hiç kimse kendisine mani olmaya falan kalkmaz; oturturlar bir masaya, koyarlar önüne klasörleri, açarlar bilgisayarı ‘’buyurun neyi kontrol edecekseniz edin’’ derler. Şuraya giremiyorum, şu raporu nereden alacağım, şu evrakı getirin; muhasebe servisinin işleri aksayıverir. Sayın mali müşavir eğer büroculuktan yetişme ise şirket muhasebeciliğinden yetişmiş değilse entegre program bilmez, hangi kontrolü yapmak için hangi modüldeki hangi raporun alınacağını bilmez. Bilse de o şirketin kullandığı programı bilmez; bilmezse de işin içinden çıkamaz. İşin içinden çıkamayacağını bildiği için de hiç bulaşmaz.

Muhasebeyi kim yapacak? Şirketin işe aldığı, ücretini ödediği muhasebe personeli; kontrolü kim yapacak? Şirketin işe aldığı, maaşını ödediği muhasebe müdürü, beyannameleri kim yazacak? Yine aynı kişiler. Mali müşavire ne kaldı; imza atmak, makbuz kesmek hadi bir de değişen mevzuattan haberdar etmek diyelim. Şirket muhasebesi bir yayına abone olup ondan evvel haberdar olmamışsa tabii.
Şirket yönetimi önce bir mali müşavirle anlaşıp programı, personeli birlikte seçecekleri yerde; programı da, personeli de, muhasebe müdürünü de, kendisi seçer sonra da bir imzacı bulursa, hatta imzacı müşavir bulma işini muhasebe müdürüne tevdi ederse olacak olan da budur.

Peki şimdi bir şirket yöneticisi veya sahibi ‘’yazınızdan çok etkilendim, odanızdan benim işkolumda, benim şirketimin cesametine sahip, mümkünse benim programımla çalışmış birkaç mali müşavirin CV sini istiyorum.

Seçeceğim birisine muhasebemi emanet edeceğim ‘’ derse doğruluğu teyit edilmiş böyle bir arşive , hatta bu arşivden istenileni bulup çıkaracak bilgi ve deneyime sahip bir yetkiliye sahip miyiz?

Burada bir başka sorun da zamandır.

Şimdiki ücret tarifesi zamana göre tespit edilmediği için çok sayıda mükellef edinmek zorunda olan mali müşavirin doğrusu kontrole ayıracak fazla zamanı yoktur. Oysa özellikle büyük şirketlerin kontrolü ancak bir mali müşavirler ekibi tarafından yapılabilir; tabii layıkıyla yapılırsa. Dolayısıyla bazı meslektaşlarımız büyüklüğüne göre birkaç, hatta bir şirketin müşavirliğini yapmak durumundayken, büyük şirketlerle çalışan kimi meslek mensubu, görev sadece imzalamak olunca pek çok şirketin birden müşavirliğini yürütmekte bu durumda haksız rekabete sebep olmaktadır.

Yazının bu noktasında bir parantez açarak bu günkü uygulamada yukarıda anlatıldığı gibi bağımsız meslektaşlarımızın ekmek parası uğruna nasıl imzacı durumuna düşürüldükleri ortadayken öteden beri süregelen bağımlı bağımsız tartışmasının yararını okuyucuya sormak istiyorum. Ancak muhasebe müdürü konumunda bulunan bir mali müşavirin bir yanlışa olan direncinin bir bağımsıza oranla çok daha yoğun olabileceği kanısındayım.

Şirket yönetimi için yeni bir imzacı bulmak yeni bir muhasebe müdürü bulmaktan çok daha kolay olacaktır. Keza sektörünü iyi bilen bir muhasebe müdürünün iş bulması da imza atmamak uğruna kaybettiği mükellefinin yerine yenisini arayan bağımsız meslektaşından daha kolay olacaktır. Ancak konularında ihtisas sahibi olmuş, şirket içinde kendi kadrosunu kendi kurabilen, hatta ücretini veren, beğenmezse çıkarabilen, işin hacmi kadar mükellefi olan, işine son verildiğinde mükelleften sebebi sorulabilecek bir çalışma ortamında bağımlı bağımsız ayırımı tartışılabilir ki örneğin tek bir büyük şirketin müşavirliğini yapan bir meslektaşın bağımsız ya da bordrolu olması çok mü önemlidir? ve globalleşen dünya da büyük olmayı dayatmaktadır.

Bu durum bugüne nispetle üyelerinin daha büyük bir kısmının büyük şirketlerle çalışmasının beklendiği bir oda için bağımlı örgütlenmesinin hayatiyetini ortaya koymaktadır.

Büyük şirketlerle çalışan mali müşavirlerin talepleri, sorunları, örgütlenmeleri bir başka yazının konusudur. Ancak şu kadarını belirtelim mali müşavir olmak imzacıların, şirket kaşeli beyannamelerin dünyasında hiçbir önem taşımamaktadır.

Öyle ki bir büyük şirket muhasebe servisi elemanı, sertifika almak için harcayacağı yılları, yabancı lisan öğrenimi için harcamayı daha akılcı bulmaktadır.

Sertifikası olan ise bu kesimde hiçbir işine yaramayan belgesini evindeki çekmecesinde, imtihan ve staj için boşa harcadığı yıllarının acı bir hatırası olarak saklamakta, kimlik kartını ise büyük binaların girişinde kimlik mukabili giriş kartı veren güvenlik görevlilerine(eğer ehliyet ya da nüfus kağıdı istemekte ısrarlı olmazlarsa) bırakabilmek için bulundurmaktadırlar.

İşte sertifika kiralamanın zeminini da bu durum yaratmaktadır.

Hiç şüphesiz bu olumsuz durum yakın bir gelecekte değişecektir.

Bu kesimin uyguladığı en son teknoloji ile ilgili bilgiler odaya akacak,.büyük şirketlerle çalışan meslektaşlarını yanına alan mali müşavirler odası da gücüne güç katacaktır.

5-ÖNCE MÜKELLEF SONRA SERTİFİKA

Muhasebe mesleğinde çalışan kişi önce mükellef ediniyor, mükellefleri artınca büro açıyor, koltuk alıyor, masa alıyor, bilgisayar alıyor, büroyu işletmeye başlıyor.

Bir minik ayrıntı eksik, bir aksesuar nedir o? sertifika bir de sertifikası olsa.. Sertifika neden lazım? İmzacıya para vermemek için, ya da sertifika kirası vermemek için. İki kişi kendi aralarında konuşuyorlar kulak misafiri oluyoruz. Diyorlar ki: falancanın bürosu merkezi yerde, mükellefleri çok ah bir de sertifikası olsaydı. Staja başlamayı düşünüyormuş ancak imtihanlar da çok zormuş, imzacıya çok para veriyormuş. Yani elbiseyi almış mantoyu almış, çanta pabuç herşey tamam saçlar falan da yapılı yalnız bir kolye eksik bir minik aksesuar.

Vapurda, minibüste konuşuluyor yine kulak misafiri oluyoruz: ‘’İçeride görevli olduğu için mükellefi çokmuş tayini bile çıkmış başka yere ama tayinini bile durdurmuş.’’ Galiba bir devlet memurundan bahsediyorlar hangi resmi kuruluşta memur acaba? Bu mesleğin kaderi taksicilere mi benziyor? Çünkü onlar da yıllardır bazı devlet memurlarının kaçak taksicilik yaptıklarını iddia eder dururlar.

Bu mesleğin mensubu olmayanlar nasıl oluyor da bu kadar pervasız olabiliyorlar? Oda üyesi olmadan nasıl mükellef edinebiliyorlar? Bu gidişe dur demenin vakti gelmedi mi artık?

6-YA SAYIN YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERE NE DEMELİ ?

Yeminli mali müşavir gazeteye ilan vermiş müşavirliğini yapmakta olduğu şirkete ‘’muhasebe sorumlusu’’ arıyor. Ucuza çalışsın diye ‘’sorumlu’’ diyor müdür arasa çok para isteyecek. Tercihan imza yetkisi de olacak, olacak ve muhasebe sorumlusu sıfatıyla çalışacak. İnsana sormazlar mı’’sen bu mesleğin içinden çıkmadın mı diye?’’ Artık denetçisi olduğun bu mesleği icra edenlere ağabeylik etmen icap ederken patronlardan fazla patroncu kesilerek muhasebe müdürü ilanı veren onca şirket patronunun ilanı yanına muhasebe sorumlusu, hem de imza yetkisi olan muhasebe sorumlusu ilanı veriyorsun. Ayıp değil mi?

Bugün yeminli mali müşavirler müşavirliğini yaptıkları şirketlerde bizlerin işlerine el atarak haksız rekabet yapmaktadırlar.

Eh ne yapalım büyük şirketler yeminlilerin, orta boyda olanlar şirket kaşesi kullanan muhasebe müdürlerinin, küçük boydakiler ise kaçak bürolardan kalırsa mali müşavirlerin.

Yeminli mali müşavirler bugün muhasebe servisi kadrosu oluşturmaktadır,muhasebe organizasyonu yapmaktadır, mevzuatla ilgili bilgi vermektedir. Bizlerin yapmamız gereken işleri yapmaktadırlar. Ve bu duruma mutlaka bir son verilmelidir.

7-NE YAPMALIYIZ

İlk yapılması gereken sorunun çözümünü maliyenin imzasız beyanname kabul etmeyeceği güne kadar ertelememektir. İmzasız beyannamelere taktir işlemlerinin başlatılabilmesi için gösterdiğimiz çabaları devam ettirmek kaydıyla mücadele yöntemlerimizi çoğaltmalıyız.

a) ÜYELERLE İLGİLİ ANKET

Öncelikle bütün üyelerden beyan alınarak üyelerin hangi işlerle uğraştıkları, meslekle uğraşmayan üyelerin kimler olduğu, birden çok işyerinde bağımlı olarak çalışan üyeler ve bağımlı olarak çalışmakta olup ta imza yetkisini kullanmayan üyeler tespit edilmelidir.

Bağımlı çalışan ve meslek dışı faaliyette bulunan üyelerin işyeri değişikliklerini, birden çok işyerinde çalışıyorsa bu işyerlerinin isim ve adresleri, iştigal konuları yapılacak anket formunda sorulmalıdır.

Bu anketler oluşturulacak ayrıntılı üye kütüklerine işlenmeli, değişikliklerin bildirilmesi icabında bir meslek kararıyla zorunlu tutulmalı ve bu surette üyelerin hangi işlerde çalıştıkları kontrol altında tutulmalıdır. Gönderilecek anket formlarının ekindeki bir yazıda sertifika kiralamanın sakıncalarından bahsedilmelidir.

Geçmişte odanın bir çalışması vardı; 5. No lu İSMMMO yayını; yani üye isim ve adresleri kitapçığı. Bu yayın güncelleştirilip üyelerimiz yanında esnaf ve ticaret odalarının üyelerine de gönderilerek mali müşavirinizin bu katalogda ismi yoksa bizi arayınız denilse inanıyorum telefon yağacaktır.

Bu güne kadar sertifikasını kiralamış olanlar bu noktada bir tercih yapacaklar ya sertifikasını geri alacaklar ya da mükellefle tanışarak batağa biraz daha batmayı göze alacaklardır.

Mükellefini kiraladığı sertifikanın sahibiyle tanıştırmak zorunda kalan parazitte zor durumda kalacaktır.

b) ESNAF VE TACİRLERİ AYDINLATALIM

Meslekle uğraşmayan üyeyi ikna edip sertifikasını kiralayan bir parazit elbette bu üyemizin reklamını yapacak değildir.

Çok çok açtığı bürosunun görülmeyen bir yerine alabilmişse üyemizin sertifikasını asacak, sözde mükellefini büroya getirtmeden evraklarını aldıracak, tahsilatını yapacak imzalattığı veya imzasını taklit ettiği serbest meslek makbuzuyla beyannameleri sözde mükellefinin dosyasına koyacaktır. Mükellef mali müşavir olarak ya paraziti tanımakta ya da paraziti mali müşavirin ortağı veya personeli olarak bilmektedir.

Odamızın esnaf kuruluşlarından ve ticaret odasından ücret mukabili isteyen herkese verdikleri üyelerinin isim, adres ve telefonlarını temin ederek bu adreslere göndereceği ayrıntılı broşürlerde meslek parazitleri tanıtılarak bu kişilerin mükellef edinemeyeceklerini, yaptıkları işin sahtekarlık olduğunu, meslek parazitlerinin sade mali müşavirlerin değil pek çok mesleğin sorunu olduğu ve bu konuda mesleklerin biri birlerine yardım etmeleri gerektiğini, bir mali müşavir ile sözleşmelerinin olup olmadığını, mali müşavir ücreti ödemeyen tacirin ödeyenle haksız rekabet içinde olduğu, varsa sözleşmenin bir nüshasının kendilerinde olması gerektiği, mali müşavirin memuru olduklarını söyleyen kişiler dışında mali müşavirle tanışıp tanışmadıkları, tanıtım kartını görüp görmediği, görmediyse görmesinin menfaati icabı olduğu, eğer sahte muhasebeciyle çalışıyorsa bu kişiyle olan irtibatını kesmesini, defterlerini meslek mensubu bir mali müşavire vermesi gerektiği, oda üyesi olmayan sahte muhasebeciyle çalışmanın ne demek olduğu bu broşürde anlatılmalıdır.

Bu konuda mali müşavirlere yardımcı olmak maksadıyla broşür ekindeki anketi doldurup odaya iletmeleri halinde odaya yardımcı olacakları yazılmalıdır.

Oda üyelerinin de mükelleflerini form doldurup göndermeye teşvik etmeleri gerekecektir.

Ve nihayet bağımlı bağımsız üye beyanlarıyla esnaf ve ticaret odası kayıtları, gelen anket formları arasında mutabakat yapıldığında, açıkta kalanlar araştırılarak hedefe varılacaktır.

Yine bu broşürde şirket kaşeli beyanname vermenin sakıncaları anlatılarak re’sen taktir hakkında, taktir komisyonları hakkında bilgi verilmelidir.

Bu broşür mutlaka üyeye de gönderilmelidir ki odanın bu işi sıkıya aldığını gören ve zaten içinde daima bir miktar korku bulunduğu kolayca tahmin edilebilecek kiralık sertifika sahibi üye için caydırıcı olabilsin.

Aslında biraz üzerine gidilse konu hakkında bilgi sahibi olan pek çok mükellef bu parazitlerden kurtulacaktır.

Bu mükellef yasa dışı işlerden, kanunsuzluktan daima kaçınır.

Karda, kışta gider vergi kuyruğuna girer.

Örneğin kaçak bürolarla adalet uğraşmakta yetersiz kalıyorsa bende gider kaçak büroların, sahte muhasebecilerin listesini mükellefe gönderirim bakalım etraflarında mükellef kalıyor mu.

Bütün bu faaliyete paralel olarak kaçak muhasebeciliğin basın yoluyla da duyurulması ve teşhiri sağlanmalıdır.

Mali müşavirler odası mükellefle doğrudan ilişki kurup müşavirlik hizmetinin hangi hizmetleri kapsadığı konusunda, müşavirinden neler talep edebileceği hususunda, mükellefin mali müşavirine olan ödevleri hususunda onu sürekli uyarmalı, aydınlatmalıdır.

Öyle ki mükellef mali müşavirinin arkasında olan en az kendi meslek kuruluşu kadar güçlü bir örgütün varlığını hissedebilsin ama aynı zamanda mali müşaviriyle ilgili her tereddütünde müracaat edilebilecek bir kuruluş olarak, gerektiğinde mükellefinde haklarını koruyabilen güçlü, adil ve dürüst, her zaman çekinmeden başvurabileceği, kanunsuzluğu yapan üyesi de olsa asla affetmeyecek bir kuruluş olarak görebilsin.

Keşke bütün bu çalışmalar hayata geçirilebilse ve giderek mükellefle ilişkileri yürütebilecek halkla ilişkiler gibi bir organizasyonu oluşturabilseydik.

8-ÜCRET TARİFESİNİN TESBİT USULLERİ DEĞİŞTİRİLMELİDİR.

Dördüncü bölümde anlattığımız imzacılığın ortaya çıkmasının en büyük sebebinin bugünkü ücret tarifesi olduğundan söz etmiştik.

İmzacılığı önlemenin en etkili yolu ücret tarifesinin verilmesi gereken müşavirlik hizmetinin standartları belirlendikten sonra harcanması gereken zamana, iş yüküne, iş büyüklüğüne, iş güçlüğüne göre tespit edilmesidir.

Böyle tespit edilen bir tarife uygulandığında kimi büyük şirkete birden fazla mali müşavir düşebilecektir.

Büyük şirketlerle çalışan pek çok mali müşavirin ancak birkaç hatta büyüklüğüne göre bir mükellefi olabilecektir.

İmza parası yerine ciddi ücretler ödemek zorunda kalan bu mükellefler de mali müşavirlerinden beyanname imzacılığı, kanun tebliğ haberciliğinin dışında ciddi hizmetler bekleyeceklerdir. Kontrol bekleyeceklerdir, muhasebe organizasyonu bekleyeceklerdir, eğitim hizmeti bekleyeceklerdir. Bu durumda imzacılar yerlerini bilenlere bırakacaklardır. Bilmeyenler de öğrenme cihetine gideceklerdir.

Bu konuda mali müşavirler odası standartlar koymalı, koyduğu standartlara uyulup uyulmadığının kontrolünü yapabilmelidir.

Aksi halde ‘’kitabına uydurma uygulaması devam edecektir.

Koyulan standartlar doğrultusunda çalışmaya, mükellef sayısını azaltmaya mecbur kalmış mali müşavir elbette emeğinin karşılığı olan ücreti ısrarla talep edecek, yetkisizliği, muhasebecinin imzacısı konumunda olmayı istemeyecektir.

9-MÜKELLEF MÜŞAVİR SEÇİMİNDE BİLİNÇLİ OLMALIDIR

Oda talep edilen iş için müşavir atasın, tavsiye etsin demiyorum, zaten bu çok yanlış olurdu. Ancak bugün şirketler aradığı vasıfları ayrıntılarıyla yazan büyük boy gazete ilanlarına tonla para vermekte ve bünyesine, işkoluna uygun eleman aramaktadırlar.

Üyenin çalıştığı yerleri, işkollarını, yaptığı işleri içeren ayrıntılı bir meslek kütüğü mükellefe de üyeye de faydalı olur.

Zaten titizlikle saptanacak çalışma standartları öyle her talebe her üyenin talip olmasını zorlaştıracaktır.

Bu standartlara uyulup uyulmadığını araştıracak oda birimlerinin etkin denetimi, konuya yabancı bir üyenin işi kabul ederken iyice düşünmesini gerektirecektir.

İşte bu noktada mali müşavir bulmakta zorlanabilecek mükellefe talebi halinde yardımda bulunulmalıdır.

SONUÇ

Varoluş sebebimiz olan meslek yasamızın diğer mesleklere nazaran yeni oluşu muhasebe mesleğine artan ilgi, maliyenin bilinen tutumu, mesleğin vergi toplayan ile vergi veren arasındaki pozisyonu gibi pek çok etmen yüzünden mesleğimiz ve yasamız ı bazılarınca hala yok sayılmaya görmezden gelinmeğe çalışılmaktadır.

Mensupları dışındakilerce de fütürsuzca, yasasını ve odasını hiçe sayarak yapılabilen bir mesleğin layık olduğu saygınlığa kavuşmasını beklemek bir yana, ayakta kalmasını beklemek bile abes olur. Mali müşavirler ve onun odaları için meslek parazitlerine karşı mücadele hayat memat meselesidir; varolabilme meselesidir.

Ya bu meslek kaçak muhasebe bürolarıyla, şirket kaşeli beyannameleriyle varolmaya devam eden meslek parazitlerinin hakkından gelecek ya da bünyesini parazitler sarmış bütün organizmalar gibi zafiyete uğrayacaktır.

Bu mesleğe yıllarını vermiş mali müşavire, dirsek çürüterek göz nuru dökerek bileğinin hakkıyla staj tamamlamış, imtihan vermiş insanlara, icabında ekmek parasından keserek de olsa yayın takip eden, vakit ayırıp salonları seminer dinlemek için dolduran onca insana yapılacak en büyük hakaret; gidip bürosunun yanına kaçak büro açmaktır, vergi dairesine bu mesleği hiçe sayarak şirket kaşeli beyanname göndermektir, imza ağalığı yapmaktır, sertifika kiralayıp para kazanmaktır.

Ve kendi bastığı beyannamedeki meslek mensubuna ait imza yerini süs köşesi haline sokan maliyeye yazacak bir cümle bulamıyorum.

Evet bu meslek yenidir ama mali müşavirler pek çok badireler atlatmışlar, pek çok sorunun üstesinden gelmeyi bilmişlerdir.

Bünyesini saran; ekmeğinden lokmalar koparan, bu parazitleri, kaçak büroları, imzasız beyannameleri de gitmeleri gereken yere, yani hayat standardı beyanının, yıllık KDV ve muhtasar bildirimlerinin yanına göndermeyi de bileceklerdir.

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Ömer Can ERDURAN’dan ALINTIDIR.

Sosyal Medya’da Paylaş

Menü